Gecikmiş Dil ve Konuşma
Gecikmiş dil ve konuşma (GDB) literatürde özgül dil bozukluğu olarak da bilinmektedir. GDB biyomedikal koşullarla açıklanamayan ve dil öğreniminde ya da dil kullanımında zorlanma ile ortaya çıkan karakterize bir bozukluktur. İnsanlarla iletişim kurmak için öncelikle söyleneni anlamak gerekmektedir. Devamında söylenmek istenilenin bir forma sokulması gerekmektedir. GDB ise bu iki temel alanda çocukların karşılaştıkları güçlüklerle şekillenen ve daha öncesinde yaşanan bir ‘Gecikmiş Konuşma’ durumundan sonra beklenen sıçramayı yaşayıp akranlarına yetişemeyen çocuklarda gözlemlenen bir bozukluktur. Bu bozukluğun fark edilmesi sanıldığından daha zor bir süreç olabilir.
Gelişimsel Dil Bozukluğunun nedenlerinden bahsedecek olursak, nedeni tam bilinmemektedir. Ancak çalışmalar güçlü bir genetik öykü ile ilişkisini göstermektedir. GDB’li çocuklarının akrabalarında veya doğacak kardeşlerinde de GDB olma olasılığı diğer çocuklarda olma olasılığından fazladır.
Gecikmiş dil ve konuşma sorunu olan çocukların tanılanması ise genellikle ailenin çocuğu üzerinde değerlendirme sonucu kaygılanıp bir DKT’ye (Dil ve Konuşma Terapistine) başvurması ile başlamaktadır. Bir çocuk 24 aylıkken 50-70 arası sözcüğe ve bu sözcükleri ikili kombinasyon halinde üretme becerisine sahip değilse DKT gecikmiş konuşmadan şüphelenir. Böyle bir durumda aileden alınan gelişim öyküsü çok önemlidir; örneğin, DKT aileden çocuğun beklenen sesleme ve jest kullanım evrelerinden geçip geçmediğine dair bilgiler toplar çünkü gecikmiş konuşması olan çocukların otizmli çocuklardan dil gelişimi açısından farklılaştığı noktalardan ikisi sesleme ve jest gelişiminin tipik gelişim örüntüsünde olmasıdır.
Gecikmiş konuşma bir bozukluk değildir. Sadece GDB’nin bir belirtisi olarak düşünülebilir. Bu sorun 2 şekilde sonuçlanmaktadır GDB şüphesi olan çocuklar 3 yaşına geldiğinde bir sıçrama yaparak akranlarını yakalayabilir ya da bu sıçramayı yapamayarak iletişimde sınırlılıklar yaşar. Bu sınırlılıklar sözcük dağarcığındaki yetersizlikler, sözcük eklerini söyleyememe, cümle kuramama, dilbilgisi hataları yapma ve kendini ifade edememe süreçlerinin şiddetini artırarak devam etmesidir. Bu tip çocukları DKT’ler tanılamak aşamasına gidecektir. Tanılama ancak ve ancak multi-disipliner kapsamlı bir değerlendirme sonucunda ortaya çıkar. Kapsamlı değerlendirme sırasında DKT dış etkenlere bakmalıdır. Bu dış etkenler ise ek bir sendrom, zihin engeli, nörogelişimsel bozukluk ya da işitme kaybının olmadığı durumlarda yaşanan bir dil bozukluğudur. Bu süreçte; eşlik eden nörogelişimsel bir problemin (otizm gibi) olmadığının tespiti için çocuk nörolojisi ve psikiyatrisinden alınan raporlar, çocuğun sözel olmayan zeka testlerinde en az +85 puan alması, işitmenin normal sınırlarda olduğunun ve tekrarlayan orta kulak iltihabı (otitis media) öyküsünün olmadığının tespiti için Odyoloji raporu gibi dışlama kriterleri uygulanır. Değerlendirme türü çocuğun yaşına ve değerlendirmeye yol açan kaygılara bağlıdır. Genel olarak, bir değerlendirme şunları içerir:
1) Çocuğun doğrudan ve doğal bağlamda gözlenmesi (dil ve konuşma gelişimi ve genel gelişim alanlarına yönelik),
2) Çocuğun ailesi ve varsa öğretmeni ile görüşme
3) Standardize testlerle mevcut dil becerilerinin ölçülmesi,
3) Gerekli durumlarda ölçüt referanslı ölçekler ile spesifik yapı ve/veya alanların değerlendirilmesi,
4) Çocuğun öğrenme becerisinin değerlendirilmesi.
Bu süreç, DKT’nin çocuğun dil ve iletişim yetilerini akranlarıyla karşılaştırmasına, yaşadığı zorlukları belirlemesine ve buna uygun terapi hedefleri planlamasına izin verir. Bu süreç sonunda DKT tanı koyar ve uygun terapi planı hazırlar ve ve GDB’li bireyi akranlarının düzeyine çıkarmak için terapiye başlar.
Terapi ise çocuğun yaşına, zeka düzeyine, eşlik eden bir semptom, zihinsel bir sorun veya bozukluğa göre şekil almaktadır. Terapi verecek sağlık mensubu DKT’dir. Erken müdahale ile ilk amaç çocuğun sözcük dağarcığını güçlendirmektir. Sözcükleri bağlama uygun kullanması ikinci amaçtır. Bunun yanında okul çağı çocuklarına yönelik yapılan müdahale ise çocukların; akademik yönergelerin takibi, öğretmeninin kullandığı sözcüklerin anlamlarını kavrayabilme, bilgiyi organize edebilme, konuşma, okuma ve yazma becerilerini geliştirebilmesi süreçlerini hedefleyen klinik eylemlerden oluşmaktadır.
GDB’li çocuklarda dil ve iletişim becerileri geliştirilirken; kaba motor, ince motor, dikkat, hafıza, bilişsel düzeyde geliştirilmeli ve desteklenmelidir. Tanıda olduğu gibi terapi süresi boyunca da multidisipliner bir çalışma gerekmektedir. Çalışmada en büyük görev aileye düşmektedir. Terapi esnasında öğrenilen bilgi evde mutlaka tekrar edilmeli ve genellenmelidir.
Selman KAPLAN
Dil ve Konuşma Terapisti
KAYNAKLAR
Dil Ve Konuşma Terapistleri Derneği-Gelişimsel Dil Bozukluğu(Gdb)
Konuşma ve Yutma Araştırmaları Dergisi (DKYAD), 4(3), 2021 Gecikmiş Dil-Konuşması Bulunan Çocukların Alıcı ve İfade Edici Sözcük Dağarcığının Değerlendirilmesi Beyza Nur Dükar, Aylin Müge Tunçer Dil,